Manastır Bağ Evi

Doğanın İçindeki Saklı Eviniz

Kutsal Ganos (Işıklar) Dağı’nın eteklerinden Marmara ve Avşa Adası’nı seyreden Manastır Bağ Evi, adını Melen Bağlarının içindeki St. İoannis Theologos Manastırı’ndan alır.

Şarap, var olduğu coğrafyanın mührüdür. Yetiştiği toprağın kokusu, gördüğü güneşin samimiyeti, esen rüzgarın coşkusu ve onu şişeye koyanların emeği saklıdır her bir şişede. Manastır Bağ Evi sizlere, eşsiz bir manzaranın tam ortasında o bağların özel lezzetleriyle keyifli bir deneyim sunar.

Tadım ve Rezervasyon

Peynir & Şarküteri Tabağı ve atıştırmalıklarımızla tadım yapabileceğiniz Manastır Sofrası’nın haftalık değişen menüsünde bölgenin yerel ürünleriyle hazırlanmış özel lezzetler yer alıyor.

Manastır Bağ Evi, Nisan – Kasım ayları arasında günübirlik ziyaretleriniz için açıktır. Mevsime ve tatil dönemlerine göre çalışma günlerimiz ve saatlerimiz değişebilmektedir. Güncel bilgileri ve etkinlikleri “manastirbag” instagram sayfamızdan takip edebilirsiniz. Size daha iyi hizmet verebilmemiz için rezervasyon yaptırmanızı önemle rica ederiz.

İsteyen konuklarımız günbatımı öncesi bağlarımızın içinde yer alan St. Ioannis Theologos Manastırı’na rehberli gezimize katılabiliyor. Bölgenin tarihi ve ailenin şarapla ilgili üç kuşaktır devam eden hikayesi ile ilgili sohbete eşlik edebileceğiniz bu gezilerin saati mevsime göre değişebildiği için rezervasyon sırasında bilgi alabilirsiniz.

Rezervasyon Tel : 0542 1795959

Organizasyon ve Etkinlikler

Manastır Bağ Evi, Nisan ve Kasım ayları arasında özel gruplara ve etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Bu konuda bilgi alarak rezervasyonunuzu oluşturabilirsiniz.

Bağbozumu dönemi Hoşköy’e gelmeyi planlayan özel gruplar ve turlar için Manastır Bağ Evi, grubun talebine göre farklı alternatiflerden oluşan tadım ve bağ & manastır gezi programı sunuyor.

Ayrıca her yıl keyifli etkinliklere de ev sahipliği yapan Manastır Bağ Evi’nin organizasyonlarından “manastirbag” instagram hesabını takip ederek haberdar olabilirsiniz.

Rezervasyon Tel : 0542 1795959

St. IOANNIS THEOLOGOS MANASTIRI

Çetintaş ailesinin Trakya’daki geçmişi 600 yıl önce Konya civarından Rumeli’ye getirilen Türk beylerine dayanıyor. O dönemde şimdiki adı Güzelköy olan Melen’e yerleşen aile için bölgenin tarihi ve kültürel değerleri aynı zamanda kendi tarihini ifade ediyor.

Ganohora olarak anılan ve Strabon’a göre tarihi 1.yüzyıla kadar uzanan yerleşim, ortaçağda kiliseleri ve manastırlarıyla Hristiyan alemi için önemli dini merkezlerden biri olduğu biliniyor. Kaynaklar, Ganohora’da geçmişte 6 manastırın faaliyette olduğunu gösteriyor. Çoğu artık yok olmuş olan bu manastırlardan birinin bulunduğu arazi 1955 yılında Hazine tarafından satışa çıkarılınca Çetintaş Ailesi tarafından alınıyor. Adı ‘St. İoannis Theologos olan bu manastır, bölgedeki manastırlar içinde günümüze ulaşan tek kalıntı olma özelliğine sahip. Papaz Dionysuis (doğum adı ; Kalafatis) tarafından 1865 yılında yapılan manastırın inşaatı 49 yılda tamamlanıyor. 1865’de yapılan bu manastır, daha önceki bir Bizans manastırının kalıntıları üzerine inşa ediliyor. Yapım tarihi tam olarak bilinmeyen Bizans manastırının ise İstanbul alınmadan önce yapılmış olduğu tahmin ediliyor. Bu arazinin Bizans manastırından da önce mezarlık olarak kullanıldığı biliniyor. Mezarlık 5.ve 6. yüzyıla tarihleniyor. (Bu bilgiler Patrikhane’den alınan Eklisiastiki Alithia dergilerinden derlenmiştir.)

Ailenin manastırla ilgili özel bir anısı da bulunuyor. 1920’lerin başında bölgeye hakim olmaya çalışan çetelerden birinin Çetintaş ailesinin Melen’deki evine saldıracakları haberi geliyor. Dede Ahmet Çetintaş, ailesini alıp en güvenlikli yer diye düşündüğü St. Ioannis Theologos Manastırı’na götürüyor. Başrahip, zor durumda olan aileyi kabul ediyor ve manastırda saklanmalarına izin veriyor. O gece ev tümüyle yağmalanıyor ancak aile kurtuluyor. Bu anı, Hüseyin Çetintaş’ın satışa çıkartıldığında manastırın bulunduğu araziyi almasının ana nedenlerinden biri oluyor.

Melen Şarapçılık olarak gelecekteki hedeflerimizden biri, bağlarımızın içinde yer alan bu manastır kalıntısını restore ederek, içinde küçük bir müzesi, toplantı ve sergi salonları, atölyeleri ile bir sosyal yaşam ve kültür merkezi olarak tekrar kazanmak.